|  |   | 

Ayhan DOYUK Mesajı


 Yeni bir milenyuma gireli 21 yıl oldu ve bu gerçek, takvimlerdeki değişimlerden çok daha fazla şey ifade ediyor. Geçen bin yılda yaptığımız hataları kabullenerek, yeni dönemde bunları düzeltme kararı almak zorundayız. Aksi halde kendi kendimizi yok etme yolunda hızla ilerliyor olacağız.

Hayatın akışındaki herşey birbiriyle bağlantılıdır ve doğada ki her olay birbirini etkiler. Bu yüzden aldığımız her nefesin ufak titreşimleri bile, tüm evren üzerinde bir etkiye sahiptir. Bunun anlamı da, gezegenimizin kaderinin onu sarmalayan ve oluşturan herşeyle bağlantılı olduğudur.

Aynı şekilde, evrendeki her hareket de bizim dünya yüzeyindeki yaşamımızı etkiler. Herşey, özgür ve sabit hareketli bir enerjidir. Evrenin neresinde olursak olalım, hepimizin içinde bu enerji vardır.

İşte bu yüzden Dünya Gezegeni’nin dengesi bu kadar önemlidir ve gezegen üzerinde etki yaratacak hareketlerimizden bu ölçüde sorumluyuz. Çünkü bu eylemler, tüm yaşam formlarının dengesini bozmaktadır. Bize sunulan varoluşumuzun gerçekliğinin farkına varmalı, bize sevilmek ve yaşamı desteklemek için sunulan yaşam formlarını koruma görevini acilen üstlenmeliyiz.

Gezegenimiz şu anda tehlikeli bir durumdadır. Karşı karşıya olduğumuz durumun vehametini hatırlatmak, konuyla ilgili etraflıca düşünmek ve uygun bir çözüm yolu bulabilmek için bir çok çağrı yapıldı. İçinde bulunulan duruma içerden ve dışardan değişik bakış açılarıyla değer biçmemiz ve çökme noktasına gelen gezegenimiz üzerinde yaşayanların bilinçsizce ve cahilce yarattığı bu kaosla yaşamaya devam etmenin mümkün olup olmadığını kendi kendimize sormamız gerekiyor.

Çevremize bakıp düşündüğümüzde; Sadece gezegenimizi kirletmekle kalmayıp, üzerindeki tüm yaşam formlarının ömrünü kısaltan, aydınlık potansiyelimizi olumsuz etkileyen yanlış duygu, düşünce ve eylemlerle oluşturulmuş yoğun enerji bulutunun etkisinde kaldığımızı göreceğiz.
Yaşam bize yaratıcımız tarafından bahşedilmiş sevgi dolu bir hediye, kutsal bir emanet olup, güzellik ve barış içinde yaşanmalıdır.

Ancak büyük bir çelişkidir ki, İnsanoğlu zehir ve ölümcül silah deposu içinde yaşarken ve gezegenimizi hidrokarbon ve petrokimyasal teknolojilerle durmaksızın kirletirken, kendini özgür hissedebilmektedir. Bilim, teknolojik gelişmeler ve buluşlar, dünyayı ve üzerindeki yaşam formlarını korumak yerine, onlara zarar vermek ve yok etmek için kullanılmaktadır.
Yok etmek ve zarar vermek için yaşamanın nasıl bir anlamı olabilir?
Gezegenimiz üzerindeki canlılara ve yaşam kaynaklarına zarar vermek için yaşamanın… Evrendeki tüm canlıları etkileyen yaşamsal dengeleri bozmak için yaşamanın ne gibi bir anlamı olabilir ki?

Bu yüzden yıllar önce bu gerçeklerin farkına vararak üzerimize düşeni yapmak üzere, önce kendi içimizde sonra da çevremizde sorumluluğu üzerimize aldık. Dünyanın her yerinden bu göreve hayatını adamış kişiler olarak herbirimiz içimizden gelen bir enerjiyle çalışmaya başladık. Bugün, kişisel gelişimimizi ve görevimizi başarmamızın bir sonucu olarak AYDO World Projects ortaya çıktı.

AYDO World Projects, bilinçli kozmik enerjinin evrensel ilkeler yoluyla aktığı insanlığa, dünyanın gördüğü fiziksel zararları tersine çevirecek ve ekolojik dengeyi yeniden sağlayacak bir yapı olarak doğdu.

Dünyaya şu anda mümkün olan gerçek çözümler serisi sunuyoruz, ancak bunların gerçekleşmesi için sizlerin bilinci ve duyarlılığı gerekmektedir.

 Biz üzerimize düşeni yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Artık sürecin devam etmesi için sıra sizlerin çalışmasına geldi.

Sizleri göreve davet ediyoruz, lütfen artık farkedin, farkedin ve gezegenimizin ekolojik dengesi için çalışmaya başlayın.

Sizi durumun vehametini anlamaya, dünyanın ve içindeki tüm yaşam formlarının çektiği acıları görmeye davet ediyoruz.

Elimizdeki çözüm, güzel bir gezegende, barış içinde yaşama ve güzel bir yaşam sürme fırsatıdır, bu fırsatın elimizden kayıp gitmesine izin vermeyelim…

Bu gezegen evrende seyahat ederken yaşayabileceğimiz tek gezegenimizdir. Onu iyileştirmeli ve korumalıyız.

Saygılarımla
AYHAN DOYUK

 

 

 

Ayhan Doyuk

Dünyamızın yedeği yoktur, lütfen O'nu koruyalım...

Ayhan DOYUK